Fikri çürükler yine zırvalamış – Yeni Akit


CHP hep aynıdır. CHP’nin hamuru; bu milletin tarihine ve değerlerine hakaret ve ihanetle yoğrulmuştur.

İskilipli Atıf Hoca’dan önce fetva isterler. Verdiği fetvadan dolayı ödüllendirirler. Bundan 1.5 yıl sonra “Şapka Kanunu’nu” çıkarırlar. Atıf Hoca’yı, çıkardıkları bu yeni kanuna muhalefetten asarlar.

Yetmez. Kemahlı İbrahim Hakkı Efendi idama mahkûm edilir. Ancak ömrü yetmez, 1924 yılında vefat eder. İbrahim Hakkı Efendi hakkında verilen kararın infazı için araştırılır. Yakınları öldüğünü söyler. Ancak devlet yetkilileri inanmaz ve mezarını isterler. Yakınları mezarı gösterince, infaz hükmünün yerine gelmesi için mezardan çıkarıp asarlar.

Bu da yetmez. Erzurum’da bohçacılık yapan ve “Şalcı Bacı” namıyla tanınan kadını, aynı kanuna muhalefetten, 1926 yılında asarlar. Asmakla da kalmazlar, sehpada sallanan cesedini bir iki gün, halkı korkutmak, dehşete düşürmek için teşhir ederler.

Bu kadının idam hükmünü, Çetin Altan’ın dedesi Tatar Hasan Paşa vermiştir. Altan bu konuyu şöyle anlatır:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce, ‘ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki?’ demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamışım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde.”

CHP’nin, sadece bu meşhur “Şapka Kanunu” yüzünden, binlerce âlim ve de mazlum asılmıştır. Yetmemiş. Milletin ezanıyla, Kur’an’ıyla, namazıyla ve kılık-kıyafetiyle uğraşmışlar.

Şimdi kalkmış diyorlar ki; “bizim bu milletin tarihiyle ve değerleriyle bir derdimiz ve bir kavgamız yok.” Rahmetli Erbakan Hoca’nın deyimiyle; hadi oradan emperyalist uşakları!

Emperyalistler ne emretmişse, onu yapmışınız. Bu yaptıklarınızı da millete, “cumhuriyet devrimleri” diye yutturmuşsunuz.

Daha dün imam hatip liselerinin kapısından, 13-14 yaşındaki kız çocuklarının kollarına kelepçe vurarak, akşam karanlığında götürüp Arnavutköy ormanlarının kenarına bırakacak kadar alçaklaştınız. Başörtülü üniversite öğrencilerine hayatı haram, dünyayı zindan ettiniz.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’ne, “tek parti” dönemi diye geçen o karanlık yıllarda, bu milleti kana ve gözyaşına boğdunuz.

Dünyanın hiçbir ülkesinde; kendi milletine zulüm yapan, kendi tarihine ve kendi milletinin değerlerine düşman olan bir yönetim tarzı görülmemiştir.

Şimdi gelelim günümüzün konusuna; CHP eski milletvekili Fikri “Sağlar” (çürükler), katıldığı bir televizyon programında, “Türbanlı bir hâkimin karşısına çıktığım zaman, adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” diyor.

Çeşitli çevrelerden tepki görünce, çamura yatarak; “Ben öyle demek istemedim. Sözlerim yanlış anlaşıldı” diye kıvırıyor.

Yeri geldiğinde, CHP’lisinden AK Partili’sine kadar herkes; bu milletin yüzde 99’unun Müslüman olduğunu söyler.

Pek, Bay Fikri Çürük; bu milletin yüzde 99’u Müslümansa, senin gibi bir fikri çürük, başörtülü bir hâkimin adaletine güvenmiyorsa, bu milletin kahır ekseriyeti dindar olduğu halde, başı açık hâkimin adaletine nasıl güvenecek?!.

Fakat sen ve senin gibi fosilleşmiş kafa sahipleri; Ortaçağdan kalma ve faşist bir düşünceyle, kendinizin birinci sınıf vatandaş, mal sahibi (ağa), kalan büyük çoğunluğun ise, güdülmesi gereken ikinci sınıf ve “maraba” olduğunu düşünecek kadar kör, sağır ve despotsunuz.

Arada bir de çıkar; “dağdaki çobanla benim oyum bir değil” dersiniz. Haklısınız. Çünkü o çobanın dedesi; ya Çanakkale’de, ya Sakarya’da, Dumlupınar’da, ya da benzeri cephede şehit olmuştur. Ancak kendisini o çobanla eşit kabul etmeyenin dedesi ise, 1930’lu yıllarda, Selanik’ten devşirilen Yahudilerden, ya da Hıristiyanlardandı. Onun için onlar çok özeldir. 

Ha, bir de seçimden seçime dindar olursunuz. Seçim kampanyalarına camide başlarsınız. Eğer seçimden bir zafer elde etmişseniz, o zaferi kilisede, ya da şampanyalarla kutlarsınız. İki seçim arasında dine ve dindara sövmeye devam edersiniz.

Benim sevgili milletim! Sakın unutma. CHP, hep aynı CHP’dir. Tıpkı bozuk saatin, günde iki defa doğruyu gösterdiği gibi, CHP de seçimden seçime dindar olur, milliyetçi olur ve bizdenmiş gibi görünür. Unutmayalım! CHP, batının içimize yerleştirdiği “Beşinci kol”dur. Bu milleti dışardan yıkamayacaklarını bildikleri için, içimize yerleştirdikleri bu tip piyonlarla bölmeye ve yıkmaya çalışıyorlar.



Source link

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*